14 Ocak 2010 Perşembe

Dertlerini görmeyen, feryatlarını işitmeyen, "Rab" olamaz

İkinci kısım; lisan ile kalb ile dua etmektir. Eli yetişmediği bir kısım metalibi istemektir.
Bunun en mühim ciheti,

en güzel gayesi,

en tatlı meyvesi

şudur ki: "Dua eden adam anlar ki: Birisi var; onun hatırat-ı kalbini işitir, herşeye eli yetişir, her bir arzusunu yerine getirebilir, aczine merhamet eder, fakrına meded eder."

İşte ey âciz insan ve ey fakir beşer! Dua gibi hazine-i rahmetin anahtarı ve tükenmez bir kuvvetin medarı olan bir vesileyi elden bırakma, ona yapış, a'lâ-yı illiyyîn-i insaniyete çık. Bir sultan gibi bütün kâinatın dualarını, kendi duan içine al. Bir abd-i küllî ve bir vekil-i umumî gibi اِيَّاكَ نَسْتَعِينُ de. Kâinatın güzel bir takvimi ol.
(Sözler - 318)



Dertlerini görmeyen, feryatlarını işitmeyen, "Rab" olamaz.Öyle ise, اِنَّ اللَّهَ سَمِيعٌ بَصِيرٌ

cümlesiyle iki hakikat-ı azîmeyi tesbit eder.
(Sözler - 427)

2 yorum:

Kul dedi ki...

"Kurbanın olam Şâh-ı Resul, kovma kapından.
Didarına müştak olan Yezdan diye sevdim".

O Nûr'un a.s.m. sünnet-i seniyyesinden hissemiz ziyâde olsun cümleten..

Âlemlerin rahmeti a.s.m. mübârek olsun üzerimize..

Nurlu kandiller Ağabey..

nurhanali dedi ki...

İ'lem Eyyühel-Aziz! Kâinat bir şeceredir. Anasır onun dallarıdır. Nebatat yapraklarıdır. Hayvanat onun çiçekleridir. İnsanlar onun semereleridir. Bu semerelerden en ziyadar, nurlu, ahsen, ekrem, eşref, eltaf Seyyid-ül Enbiya Ve-l Mürselîn, İmam-ül Müttakin, Habib-i Rabb-ül Âlemîn Hazret-i Muhammed'dir.

عَلَيْهِ اَفْضَلُ الصَّلَوَاتِ مَا دَامَتِ اْلاَرْضُ وَ السَّمَوَاتُ

(Mesnevi-i Nuriye - 201)

Bilmukabele Allah Razı olsun selam ve dua ile

Hakkımda

Fotoğrafım
taht-el Arz, bir menzil
Hem ben, madem bu asırda maddeten ve manen münferid yaşamağa ve hayat-ı içtimaiyeden çekilmeğe mecbur olmuşum; elbette hakkım yoktur ki, hayat-ı içtimaiyeyi geçirenler içinde tarihe binip istikbaldekilere görüneyim. (Emirdağ Lah.)