8 Nisan 2009 Çarşamba

Hasan Feyzi Abi R.H.Hakkında Bir Mektup Bir Hatıra

Muhterem efendim! Mesmuatıma nazaran, Denizli'de bundan yetmiş-seksen sene evvel büyük bir evliyadan Hasan Feyzi isminde bir zât, bir gün talebelerine: "Bugün Kürdistan'da bir evliya dünyaya geldi." diye beşarette bulunmakla zât-ı devletlerini işaret buyurmuş. Ba'dehu Denizli'ye başka başka perdelerle teşrifiniz, o zâtın ruhunu şâd u i'zaz için olduğunu telakki etmiştim; ve az zaman sonra aynı isimde müteveffa Hasan Feyzi Efendi'nin Risale-i Nur'a hürmetle birinci Hasan Feyzi'ye imtisalen istikbal etmesi ve Nurlara taaşşukla idhal-i envâr olması, bu kanaatımı kat kat ziyadeleştirdi. Şimdi de düşündüm: Birinci Hasan Feyzi'nin vefatından sonra Said yetişti ve namına baktığı ikinci Hasan Feyzi de vazifesini yaptı ve nurlara gark olarak ve yerine bırakacağı çok Hasan Feyzi'leri de vazife başına davet edip hayata veda etti. Cenab-ı Erhamürrâhimîn'den tazarru' ve niyaz eylerim ki, Risale-i Nur'a ve üstadımıza bu Hasan Feyzi'nin acısını unutturacak daha çok Hasan Feyzi'ler ihsan buyursun ve onların başlarında üstadımızı mes'ud ve bahtiyar ve muammer buyurmasını onun derya-i rahmetinden, fazlından, inayetinden ve ihsanından, ikramından, in'amından, eltafından ümidvar olup, görmekliğimizi tazarru' ve niyaz eylerim.

Günahkâr, âciz, kusurlu talebeniz

Halil İbrahim

(Rahmetullahi aleyhi ve alâ Hasan Feyzi)

(Emirdağ - 1 - 198)

Üstad hazretleri denizli mahkemesi vesilesi ile denizliye geldiğinde Hasan Feyzi abi r.h.nin dikkatini celb etmiş gizlice müridlerine üstadın kitaplarından birini temin ettirmiş eline geçen kitap tevafuk sikke-i tasdik-i gaybi olmuş.Çünkü şeyhi ona tenbihlemiş beklenen bir zatı bekliyormuş acaba omudur diye.Şeyhinin şeyhi olan zatında ismi hasan feyzi bu evliya zat müridlerine demişki "Bugün Kürdistan'da bir evliya dünyaya geldi." Vefat etmeden evvel vekiline tenbihlemiş Sende senden sonrakine dersin bu zat geldiği zaman hanginizin ömrü yeterse onun başını üç kere okşayacak ordan tanıyacaksınız. Neyse Hasan Feyzi abi üstadı ziyarete gitmiş hemen üstada sormuş beklenen zat sizmisiniz diye,Üstad da demiş ah kardeşim bende onu arıyorum.Biraz sohbet etmişler ayrılırken üstad Hasan Feyzi abinin başını üç kere okşamış ve maaşallah kardeşim maaşallah kardeşim maaşallah kardeşim demiş. Fakat Hasan Feyzi abi şeyhinin ikazını unutmuş olduğundan anlamamış evine gitmiş yatmış.Gece rüyasında şeyhinin ikazı hatırlatılmış.=).Sabah kalkar kalkmaz üstada gelmiş demiş sen o zatsın ben senin taleben olmak istiyorum.Sonrada müridlerini toplamış demiş beklenen zat gelmiştir ben ona tabi oluyorum sizde ya kendinize yeni bir şeyh bulun yada benimle gelin.

Ahmet Aytemur abi bir derste demiştiki üstad istanbula mahkeme için geldiğinde burada Hasan Feyzi gibi bir telebem olsaydı kalırdım.

Dua niyetiyle aynı mektubun başlangıcınıda alıntı yapalım.



Muhterem, mübarek, muazzez, şefkatli ve faziletli Üstadımız Efendimiz Hazretlerine!

Evvelâ: لِكُلِّ مُصِيبَةٍ اِنَّا لِلَّهِ وَاِنَّا اِلَيْهِ رَاجِعُونَ Risale-i Nur kahramanlarından şehid merhum Hâfız Ali Efendi'nin refakat-ı maneviyesine bu defa vâsıl olan Hasan Feyzi ağabeyimizin irtihali, bizleri cidden müteessir eylemiştir. Başta siz Üstadımız Efendimiz oldukları halde bütün Risale-i Nur talebelerine ve kendisinin mensub olduğu maddî ve manevî efrad-ı ailesine ve medrese-i Nuriyesine ve Denizli halkına ta'ziyetlerimi bildirir ve teessürlerinize iştirak eylerim. Ve naçiz manevî hediyelerimi dergâh-ı İlahiyeye takdim eylerken, garik-ı rahmetler ihsan buyurmasını niyazlarda bulunurum. كُلُّ نَفْسٍ ذَائِقَةُ الْمَوْتِ fehvasınca, bu âlemden âlem-i ervaha götürdüğü,

وَالَّذِينَ اۤمَنُوا وَعَمِلُوا الصَّالِحَاتِ لَنُبَوِّئَنَّهُمْ مِنَ الْجَنَّةِ غُرَفًا تَجْرِى مِنْ تَحْتِهَا اْلاَنْهَارُ خَالِدِينَ فِيهَا نِعْمَ اَجْرُ الْعَامِلِينَ

âyet-i sübhanînin işaret buyurduğu ecr-i naîm, çok Hasan Feyzi'ler sünbül vermesini eltaf-ı İlahiyeden tazarru' ve niyaz eylerim.

(Emirdağ - 1 - 197)

Amin Allahümme amin.Rabbim bizlere şeffatlerini nasip etsin inşaallah.

5 yorum:

Kul dedi ki...
Bu yorum yazar tarafından silindi.
-mka- dedi ki...

Bir kitap vardı hatırladığım, üniversitede talebe idim o zamanlar (2001 ya da 2002 yılları idi)..

Üstad Hazretlerinin hayatı, bir roman diliyle anlatılıyordu, ancak kitabın "yasak yayımlar" arasında bulunması sebebiyle, seri matbaa baskısının bulunmadığı söylenirdi bize..

Kitabın bir yerinde Üstad, bir çamurlu suya taş atıyor ve "Allâhû alem, bu sefer tamamdır" diyor ve su berraklaşıyordu.. Kitap da böyle bitiyordu, zaten..

Bu bölümü net hatırlıyorum sadece.. Kitaba ulaşma imkânım olmadı bugüne kadar, bilir misiniz bu kitabı? Nasıl temin edebiliriz acaba?

-mka-

nurhanali dedi ki...

Bahsettiğiniz kitabı bilmiyorum fakat çamurlu suya taş atma hadisesi mufassal tarihçe-i hayatta(abdulkadir badıllı) vardır.Bu hadisenin olduğu zaman 1938 yılı o zaman ki Evliyaların başı kutbu azam kanbur denilen bir zatmış.Üstad kefere için ıslah olmaz diyormuş kanbur denilen zat ve evliyalar da ıslah olması için dua ediyormuş.O taş hadisesinden sonra keferenin öldüğü haberi gelmiş.Benim bildiğim hatıra bu şekildedir aklımda kaldığı kadar.Maasselam

-mka- dedi ki...

Evet, şimdi daha net hatırladım.. Hadise bu şekilde idi..

Dediğiniz kitaba bakmakta fayda var, belki de o kitaptır..

Teşekkürler..

-mka-

Kul dedi ki...

Atan "Allah'ın adıyla" atınca hedefi şaşmaz..

Nokta atışı; 12'den..(=

Hakkımda

Fotoğrafım
taht-el Arz, bir menzil
Hem ben, madem bu asırda maddeten ve manen münferid yaşamağa ve hayat-ı içtimaiyeden çekilmeğe mecbur olmuşum; elbette hakkım yoktur ki, hayat-ı içtimaiyeyi geçirenler içinde tarihe binip istikbaldekilere görüneyim. (Emirdağ Lah.)