15 Mart 2009 Pazar

İman küfür çarpışması (kanunu mübareze)

Dördüncü Basamak:Bütün âlemlerin Rabbi ve Müdebbiri ve Hâlıkı olan Zât-ı Zülcelal'in, ahkâmları ayrı ayrı pek çok namları ve ünvanları ve esma-i hüsnası vardır.
Meselâ: Ashab-ı Nebi safında küffara karşı muharebe etmek için melaikeleri göndermesini iktiza eden hangi isim ve ünvan ise, o isim ve ünvan iktiza eder ki, melaike ile şeyatîn ortasında muharebe bulunsun
ve ahyar-ı semaviyyîn ve eşrar-ı arzîn mabeynlerinde mübareze olsun.

Evet küffarın nüfus ve enfasları kabza-i kudretinde olan Kadîr-i Zülcelal, bir emir ile, bir sayha ile onları mahvetmiyor.

>>>>bu cümleye bir hatırlatma:Allah kafirleri mahvetmek istese semavattan ordular göndermesine ihtiyaç yok:İşte Resul-i Ekrem Aleyhissalâtü Vesselâm yemin ettiği vakit, en çok istimal ve tekrar ile her zaman ferman ettiği şu وَالَّذِى نَفْسُ مُحَمَّدٍ بِيَدِهِ kasemidir. Ve bu kasem gösteriyor ki, şecere-i kâinatın en geniş dairesi ve en müntehası ve nihayatı ve teferruatı dahi Zât-ı Vâhid-i Ehad'in kudretiyle ve iradesiyledir. Çünki mahlukatın en müntehab ve en müstesnası olan Muhammed Aleyhissalâtü Vesselâm'ın nefsi, kendi kendine mâlik olmazsa ve ef'alinde serbest bulunmazsa ve harekâtı başka bir ihtiyara bağlı ise; elbette hiçbir şey, hiçbir şe'n, hiçbir hal, hiçbir keyfiyet -cüz'î olsun küllî olsun- o muhit iktidarın, o şamil ihtiyarın daire-i tasarrufunun haricinde olamaz. Evet, bu çok manidar kasem-i Muhammedî'nin (A.S.M.) ifade ettiği gayet muazzam ve muhit bir tevhid-i rububiyettir.
(Şualar - 6)
<<<<

Rububiyet-i âmme ünvanıyla, Hakîm ve Müdebbir ismiyle bir meydan-ı imtihan ve mübareze açıyor.
Temsilde hata olmasın, görüyoruz ki: Nasılki bir padişahın daire-i hükûmeti itibariyle ayrı ayrı pek çok ünvanları, isimleri bulunur.
Meselâ:
Daire-i adliye onu "Hâkim-i Âdil" namıyla yâd eder.
Daire-i askeriye onu "Kumandan-ı A'zam" namıyla bilir.
Daire-i meşihat onu "Halife" ismiyle zikreder.
Daire-i mülkiye onu "Sultan" namıyla tanır.
Muti' ahali ona "Merhametkâr Padişah" derler.
Âsi insanlar ona "Kahhar Hâkim" derler. Daha bunlara kıyas et.

İşte bazı vakit oluyor ki, bütün ahali onun elinde olan o padişah-ı âlî;
âciz, zelil bir âsiyi bir emir ile i'dam etmiyor.

Belki Hâkim-i Âdil ismiyle onu mahkemeye gönderir.
Hem muktedir, hem sadık bir memurunu taltife liyakatını biliyor.
Fakat hususî ilmiyle, hususî telefonuyla onu taltif etmiyor.
Belki haşmet-i saltanat ve tedbir-i hükûmet ünvanıyla mükâfata istihkakını teşhir etmek için bir meydan-ı müsabaka açar; vezirine emreder, ahaliyi temaşaya davet eder.
Bir istikbal-i siyasî yaptırır.
Muhteşem bir imtihan-ı ulvî neticesinde bir mecma-ı âlîde onu taltif eder. Liyakatını ilân eder.Daha başka cihetleri bunlara kıyas et.

İşte وَلِلَّهِ الْمَثَلُ اْلاَعْلَى ezel ve ebed sultanının pek çok esma-i hüsnası vardır.
Tecelliyat-ı celaliye ve tezahürat-ı cemaliye ile pek çok şuunatı ve ünvanları vardır.
Nur ve zulmet, yaz ve kış, Cennet ve Cehennem'in vücudunu iktiza eden isim ve ünvan ve şe'n ise;
kanun-u tenasül, kanun-u müsabaka, kanun-u teavün gibi pek çok umumî kanunlar misillü,
kanun-u mübarezenin dahi bir derece tamimini isterler...

Kalb etrafındaki ilhamat ve vesveselerin mübarezelerinden tut, tâ sema âfâkında melaike ve şeytanların mübarezesine kadar o kanunun şümulünü iktiza eder.
(Sözler - 179)

İman küfür çarpışması kalbin etrafındaki ilhamat ile vesveselerin çarpışması
benim dikkati çekmek istediğim bu son cümle:
Kalbimizin etrafında biri iyi biri kötü iki fikir çarpışıyor.
Sanki Hangisini beslersek o galip geliyor.

4 yorum:

Kul dedi ki...
Bu yorum yazar tarafından silindi.
nurhanali dedi ki...

Öyle deniyor!..Hadis varmış.
Fakat Ben kendi nefsimde ayırt edemiyorum.Yani gelen hissiyat kalbimden mi(melek-i ilham)yoksa nefisten mi(şeytanın mukalemesi)bilmiyorum.Risale-i nurda ise buna delil olabilecek bir yer bilmiyorum.

Adsız dedi ki...

İman küfür çarpışması kalbin etrafındaki ilhamat ile vesveselerin çarpışması
benim dikkati çekmek istediğim bu son cümle:
Kalbimizin etrafında biri iyi biri kötü iki fikir çarpışıyor.
Sanki Hangisini beslersek o galip geliyor......

suyu şerden verir isek netice malum..

hayatımız helal dairede ve sünneti senıye dorultusunda olursa mazhariyetlerde o nisbette hayır olur, meylimizin rüchaniyet kesbetmesi sanırım ortamımıza bağlı..


Geçerken bir uğradım, ileri de tekrar görüşmek üzere..

Allaha emanet olun, dualarınızı beklerim..

By ene..( hakperest)

***( Kul mübarek, pc yi açmıyorum kendimi iyi hissedince görüşürüz ..)***

nurhanali dedi ki...

İsterdim ki üstadımdan bir şeyler yazayım fakat ne çare ki boğazım düğümleniyor eller tutmuyor.Rabbim acil şifa versin.İnşaallah hastalığınız en kısa zamanda vazifesini bitirir gider.Amin.

Hakkımda

Fotoğrafım
taht-el Arz, bir menzil
Hem ben, madem bu asırda maddeten ve manen münferid yaşamağa ve hayat-ı içtimaiyeden çekilmeğe mecbur olmuşum; elbette hakkım yoktur ki, hayat-ı içtimaiyeyi geçirenler içinde tarihe binip istikbaldekilere görüneyim. (Emirdağ Lah.)