Ey yoldaş! Şimdi şu âlem-i misalîden çıkarız, hayalî vehimden ineriz, akıl meydanında dururuz, mizana çekeriz, ederiz yolları ber-endaz.
(yolları yanyana dizip karşılaştırmak)
Evvelki elîm yolumuz
mağdub ve dâllîn yolu,
o yol verir vicdana,
tâ en derin yerine hem bir hiss-i elîmi,
hem bir şedid elemi.
Şuur onu gösterir.
Şuura zıd olmuşuz.
Hem kurtulmak için de muztar ve hem muhtacız;
ya o teskin edilsin,
ya ihsas da olmasın;
yoksa dayanamayız, feryad u fizar dinlenmez.
(bağrıp çağırıp ağlamak)
Hüda ise şifadır;
heva, ibtal-i histir.
Bu da teselli ister,
bu da tegafül ister,
bu da meşgale ister,
bu da eğlence ister.
Hevesat-ı sihirbaz.
Tâ vicdanı aldatsın,
ruhu tenvim edilsin,
tâ elem hissolmasın.
Yoksa o elem-i elîm, vicdanı ihrak eder;
fizara dayanılmaz; elem-i ye's çekilmez.
Demek sırat-ı müstakimden ne kadar uzak düşse,
o derece nisbeten şu halet tesir eder, vicdanı bağırttırır.
Her lezzetin içinde elemi var, birer iz.
Demek heves, heva, eğlence,
sefahetten memzuc olan şaşaa-i medenî;
bu dalaletten gelen şu müdhiş sıkıntıya bir yalancı merhem, uyutucu zehirbaz.
Ey aziz arkadaşım! İkinci yolumuzda, o nuranî tarîkte bir haleti hissettik; o haletle oluyor hayat, maden-i lezzet. Âlâm, olur lezaiz.
Onunla bunu bildik ki mütefavit derecede,
kuvvet-i iman nisbetinde
ruha bir halet verir.
Cesed ruhla mültezdir, (cesed ruhla devam eder.)
ruh vicdanla mütelezziz.
Bir saadet-i âcile, vicdanda münderiçtir;
bir firdevs-i manevî, kalbinde mündemiçtir.
Düşünmekse deşmektir; şuur ise, şiar-ı râz.(gizli izleri ayırt edebilen)
Şimdi ne kadar kalb ikaz edilirse, vicdan tahrik edilse, ruha ihsas verilse;
lezzet ziyade olur,
hem de döner ateşi nur, şitası yaz.
(ateşi nur=yakmayan ateş,kışı yaz olur)
Vicdanda firdevslerin kapıları açılır, dünya olur bir cennet.
İçinde ruhlarımız, eder pervaz u perdaz, olur şehbaz u şehnaz, (iki kanatlı şahin kuşu gibi uçar)
yelpez namaz u niyaz.(namaz ve dualar serinletir)
Ey aziz yoldaşım! Şimdi Allah'a ısmarladık. Gel, beraber bir dua ederiz, sonra da buluşmak üzere ayrılırız...
اَللَّهُمَّ اِهْدِنَا الصِّرَاطَ الْمُسْتَقِيمَ اۤمِينَ
(Sözler - 745)
9 yorum:
İradenin ibadetullahtır.
Zihnin, mârifetullahtır.
Hissin, muhabbetullahtır.
Lâtifenin, müşahedetullahtır.
takva mertebesine daha ulaşamadığımdan şimdilik bu yazılanlar taklitten öte geçemiyor.Fakat :
>>>Şimdi ne kadar kalb ikaz edilirse, vicdan tahrik edilse, ruha ihsas verilse;<<<
bunları nasıl yapabilirim diye düşündüğümde nefsi tecrübeyle anlamışımki,Ne kadar risale-i nur okursam o kadar bu yazılanları yaşıyorum.
Diğer yolda ise bilakis oluyor.
Hem Hâfız Ali'nin, Sava gibi yerler, karyeler ve Isparta, birer Medrese-i Nuriye hükmüne geçmesi ve Risale-i Nur'un sadık şakirdleri hârikulâde olarak günden güne yükselmeleri ve tenevvür etmeleri, bizleri
>>> belki Anadolu'yu
belki Âlem-i İslâm'ı
mesrur ve müferrah eden <<<<
bir hakikatlı haber telakki ediyoruz.
(Kastamonu Lahikası - 107)
Maaşallah yorumlarınıza!..
Allah razı olsun..
kul, mübarek yorum dediğin böyle olur maşallah sana..
Allah bu daireden ayırmasın cümlemizi, bu hakikatler ile berzahda da meşgul eylesin inş..
Yorum Gönder