23 Mart 2009 Pazartesi

Hevesat; hem uyutucu sihirbaz, hem zehirbaz.

Ey yoldaş! Şimdi şu âlem-i misalîden çıkarız, hayalî vehimden ineriz, akıl meydanında dururuz, mizana çekeriz, ederiz yolları ber-endaz.
(yolları yanyana dizip karşılaştırmak)

Evvelki elîm yolumuz
mağdub ve dâllîn yolu,
o yol verir vicdana,
tâ en derin yerine hem bir hiss-i elîmi,
hem bir şedid elemi.
Şuur onu gösterir.
Şuura zıd olmuşuz.

Hem kurtulmak için de muztar ve hem muhtacız;
ya o teskin edilsin,
ya ihsas da olmasın;
yoksa dayanamayız, feryad u fizar dinlenmez.
(bağrıp çağırıp ağlamak)

Hüda ise şifadır;
heva, ibtal-i histir.
Bu da teselli ister,
bu da tegafül ister,
bu da meşgale ister,
bu da eğlence ister.
Hevesat-ı sihirbaz.

Tâ vicdanı aldatsın,
ruhu tenvim edilsin,
tâ elem hissolmasın.
Yoksa o elem-i elîm, vicdanı ihrak eder;
fizara dayanılmaz; elem-i ye's çekilmez.

Demek sırat-ı müstakimden ne kadar uzak düşse,
o derece nisbeten şu halet tesir eder, vicdanı bağırttırır.
Her lezzetin içinde elemi var, birer iz.



Demek heves, heva, eğlence,
sefahetten memzuc olan şaşaa-i medenî;
bu dalaletten gelen şu müdhiş sıkıntıya bir yalancı merhem, uyutucu zehirbaz.


Ey aziz arkadaşım! İkinci yolumuzda, o nuranî tarîkte bir haleti hissettik; o haletle oluyor hayat, maden-i lezzet. Âlâm, olur lezaiz.

Onunla bunu bildik ki mütefavit derecede,
kuvvet-i iman nisbetinde

ruha bir halet verir.
Cesed ruhla mültezdir, (cesed ruhla devam eder.)
ruh vicdanla mütelezziz.

Bir saadet-i âcile, vicdanda münderiçtir;
bir firdevs-i manevî, kalbinde mündemiçtir.
Düşünmekse deşmektir; şuur ise, şiar-ı râz.(gizli izleri ayırt edebilen)

Şimdi ne kadar kalb ikaz edilirse, vicdan tahrik edilse, ruha ihsas verilse;
lezzet ziyade olur,

hem de döner ateşi nur, şitası yaz.
(ateşi nur=yakmayan ateş,kışı yaz olur)


Vicdanda firdevslerin kapıları açılır, dünya olur bir cennet.
İçinde ruhlarımız, eder pervaz u perdaz, olur şehbaz u şehnaz, (iki kanatlı şahin kuşu gibi uçar)

yelpez namaz u niyaz.(namaz ve dualar serinletir)

Ey aziz yoldaşım! Şimdi Allah'a ısmarladık. Gel, beraber bir dua ederiz, sonra da buluşmak üzere ayrılırız...

اَللَّهُمَّ اِهْدِنَا الصِّرَاطَ الْمُسْتَقِيمَ اۤمِينَ
(Sözler - 745)

9 yorum:

Kul dedi ki...
Bu yorum yazar tarafından silindi.
nurhanali dedi ki...

İradenin ibadetullahtır.
Zihnin, mârifetullahtır.
Hissin, muhabbetullahtır.
Lâtifenin, müşahedetullahtır.

takva mertebesine daha ulaşamadığımdan şimdilik bu yazılanlar taklitten öte geçemiyor.Fakat :

>>>Şimdi ne kadar kalb ikaz edilirse, vicdan tahrik edilse, ruha ihsas verilse;<<<

bunları nasıl yapabilirim diye düşündüğümde nefsi tecrübeyle anlamışımki,Ne kadar risale-i nur okursam o kadar bu yazılanları yaşıyorum.
Diğer yolda ise bilakis oluyor.

Kul dedi ki...
Bu yorum yazar tarafından silindi.
Kul dedi ki...
Bu yorum yazar tarafından silindi.
Kul dedi ki...
Bu yorum yazar tarafından silindi.
nurhanali dedi ki...

Hem Hâfız Ali'nin, Sava gibi yerler, karyeler ve Isparta, birer Medrese-i Nuriye hükmüne geçmesi ve Risale-i Nur'un sadık şakirdleri hârikulâde olarak günden güne yükselmeleri ve tenevvür etmeleri, bizleri
>>> belki Anadolu'yu
belki Âlem-i İslâm'ı
mesrur ve müferrah eden <<<<
bir hakikatlı haber telakki ediyoruz.
(Kastamonu Lahikası - 107)

Maaşallah yorumlarınıza!..

Dilşâd dedi ki...

Allah razı olsun..

kul, mübarek yorum dediğin böyle olur maşallah sana..

Allah bu daireden ayırmasın cümlemizi, bu hakikatler ile berzahda da meşgul eylesin inş..

Kul dedi ki...
Bu yorum yazar tarafından silindi.
Kul dedi ki...
Bu yorum yazar tarafından silindi.

Hakkımda

Fotoğrafım
taht-el Arz, bir menzil
Hem ben, madem bu asırda maddeten ve manen münferid yaşamağa ve hayat-ı içtimaiyeden çekilmeğe mecbur olmuşum; elbette hakkım yoktur ki, hayat-ı içtimaiyeyi geçirenler içinde tarihe binip istikbaldekilere görüneyim. (Emirdağ Lah.)