26 Ocak 2009 Pazartesi

Sizler leyli mi yoksa nehari mi bülbüllerdensiniz.

Bülbül bahsine bir tetimme:

Sakın zannetme ki,
bu ilân ve dellâllık ve tesbihatın nağamatıyla teganni,
bülbüle mahsustur.


Belki ekser enva'ın herbir nev'inin bülbül-misali bir sınıfı var ki,

o nev'in en latif hissiyatını,en latif bir tesbih ile en latif sec'alarla temsil edecek birer latif ferdi veya efradı bulunur.

Hususan sinek ve böceklerin bülbülleri hem çoktur, hem çeşit çeşittirler ki, onlar bütün kulağı bulunanların en küçük hayvandan en büyüğüne kadar olanların başlarında tesbihatlarını güzel sec'alarla onlara işittirip onları mütelezziz ediyorlar.
Onlardan bir kısmı leylîdir.
Gecede sükûta dalan ve sükûnete giren bütün küçük hayvanların kaside-hân enîsleri, gecenin sükûnetinde ve mevcudatın sükûtunda onların tatlı sözlü nutuk-hânlarıdır.

Ve o meclis-i halvette olan zikr-i hafînin dairesinde birer kutubdur ki, herbirisi onu dinler; kendi kalbleriyle Fâtır-ı Zülcelallerine bir nevi zikir ve tesbih ederler.

Diğer bir kısmı, neharîdir.

Gündüzde ağaçların minberlerinde,
bütün zîhayatların başlarında,
yaz ve bahar mevsimlerinde

yüksek avazlarıyla, latif nağamat ile, sec'alı tesbihat ile
Rahmanürrahîm'in rahmetini ilân ediyorlar.
Güya bir zikr-i cehrî halkasının bir reisi gibi işitenlerin cezbelerini tahrik ediyorlar ki,
o vakit işitenlerin herbirisi lisan-ı mahsusuyla ve bir avaz-ı hususî ile
Fâtır-ı Zülcelalinin zikrine başlar.


Demek, herbir nevi mevcudatın, hattâ yıldızların da bir ser-zâkiri ve nur-efşan bir bülbülü var.
Fakat,
bütün bülbüllerin en efdali

ve en eşrefi
ve en münevveri
ve en bahiri
ve en azîmi
ve en kerimi
ve sesçe en yüksek
ve vasıfça en parlak
ve zikirce en etemm
ve şükürce en eamm
ve mahiyetçe en ekmel
ve suretçe en ecmel,
kâinat bostanında, arz ve semavatın bütün mevcudatını latif secaatıyla,
leziz nağamatıyla,
ulvî tesbihatıyla

vecde ve cezbeye getiren
,

nev-i beşerin andelib-i zîşanı ve benî-Âdemin bülbül-ü zül-Kur'anı: Muhammed-i Arabî'dir.

عَلَيْهِ وَ عَلَى اۤلِهِ وَ اَمْثَالِهِ اَفْضَلُ الصَّلاَةِ وَ اَجْمَلُ التَّسْلِيمَاتِ
(Sözler - 356)

Risale-i nur külliyatından


İnsanın aklı duruyor bu ifadeler karşısında subhanallah elhamdulillah allahuekber.
Tam bu alıntıyı renklendirirken mail geldi.Yine tevafuk diyeceğim sizde güleceksiniz fakat itikadım böyledir.Mailde aşağıdaki link verilmişti.
http://img72. imageshack. us/img72/ 8034/tespihjv5. swf

4 yorum:

Kul dedi ki...

Fe sübhanellahi hıyne tümsûne ve hıyne tusbihûn

Akşama erdiğinizde ve sabaha kavuştuğunuzda Allah'ı tesbih edin.

Rûm Sûresi: 17

Leylî ve nehârî bülbül bahsini okuyunca, gayr-ı ihtiyarî bu ayet döndü dilde..

Âlemi mülk ve melekûtun Bülbül-ü Zîşanının a.s.m., gözünün nûru namaz, o bülbüle benzemenin en müstakim yoludur.

Kurb ânı namazdan cüdâ etmesin Yaradan cümle kullarını..

Allah râzı olsun sizden Ağabey, sabahın Nur sofrası nasîbi için..

nurhanali dedi ki...

Allah razı olsun.Maaşallah yorumunuz çok güzel.Teşekkürler

Dilşâd dedi ki...

Allah Razı olsun çok latif bir yazı...

Nurhanali ağabey ,neden sizin evvelki yazılarınıza ulaşamıyoruz..?

Kul dedi ki...

"neden sizin evvelki yazılarınıza ulaşamıyoruz..?"

"Blog Arşivi" aktif değil mi ki?

Bir de "Etiket" ler olsa..(?)

Bâki selamlar

Hakkımda

Fotoğrafım
taht-el Arz, bir menzil
Hem ben, madem bu asırda maddeten ve manen münferid yaşamağa ve hayat-ı içtimaiyeden çekilmeğe mecbur olmuşum; elbette hakkım yoktur ki, hayat-ı içtimaiyeyi geçirenler içinde tarihe binip istikbaldekilere görüneyim. (Emirdağ Lah.)